YATAKLIK VE DURAKLAR
GeriSağlıklı inekler günlük yaşamlarında en az 12 saat yatar ve yatma süresinin yarısını da geviş getirerek geçirirler. Yatış hareketi her gün 10 – 15 kez tekrarlanır, her biri 60 – 80 dakika sürer. Yaşlı inekler, genç ineklere nazaran daha uzun süre yatma eğilimindeler. Bu sürenin azalması, geviş getirme süresini azaltacağı gibi tükürüğün, işkembeyi tamponlama potansiyelini de düşürecektir. İnekler yatma esnasında zemine 25 – 30 cm kala kendilerini yere bıraktıklarından, beton gibi sert zeminlerde altlık kullanılmaması durumunda, ayak ve diz yaralanmaları artmaktadır. Hayvanlar beton gibi sert yüzeylerde yatmaya zorlandıklarında yatma sürelerinin azaldığı, ayakta geçirdiği sürenin ise arttığı görülmektedir. Islak ve sert bir zeminde uzun süre ayakta kalmak verim düşüklüğünün yanı sıra asidoz, ayak ve eklem sorunlarına yol açmaktadır.
Ülkemizde süt sığırcılığı işletmelerinde hayvanların yatma ve dinlenme yerlerinde kuruluk ve yumuşaklık sağlayan altlık kullanımında ciddi oranda sorunlar bulunmaktadır. 2016 yılında yapılan geniş çaplı araştırmalarda, süt işlemelerindeki ineklerin vücutlarının kabul edilemez düzeyde kirli olduğu (% 70’lere varan) bu nedenle de ayak, meme ve üreme sağlığı ile sağım hijyeni sorunlarına sıklıkla yol açtığı gözlemlenmektedir.
Kirli ve ıslak yatak zeminlerin, buzağılarda sindirim ve solunum sistemi hastalıklarına, düvelerde de mastitise davetiye çıkardığı akıldan çıkarılmamalıdır.
İnekler, sağlıklı ve üretken olabilmeleri için severek yatabilecekleri yumuşak, kuru ve rahat bir zemine ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla Yatak yerlerinde yumuşaklık ve kuruluk sağlayan; sap-saman, kum, talaş, kauçuk, kuru gübre vb. atlık maddeler kullanılmalıdır
Mikrobiyel üremeye olanak tanımaması ve iyi bir basış imkanı vermesi bakımından, en uygun yataklık materyali kumdur. Ancak; kumun yenilenmesi ve gübre sisteminden ayrılması yani yönetimi zor olmakla birlikte sağmal ineklerin sağlığı ve refahına yapacağı katkı göz ardı edilmeyecek kadar yüksektir. Hayvancılıkta ileri ülkelerde, ineğin sağlığı ve refahı ile çiğ süt kalitesi bakımından kum yatak kullanımı hızla artmaktadır.
Ayak hastalıklarıyla karşılaşma sıklığı; kauçuk yataklı barınaklarda, kum yataklık kullanılanlara göre daha yüksektir. İnekler kum, sap/saman veya talaş yataklığı, kauçuk yataktan daha fazla tercih etmektedir.
Hangi tip altlığın kullanılacağına karar verilirken; fiyat, temin etme kolaylığı, altlığın sağladığı konfor ve yönetimi ile işletmenin dışkı tahliye ve yönetimi gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır.
Barınaklarda duraklar; kullanılacak atlık materyaline göre tasarlanmalı,
Canlı Ağırlığa (kg) Göre Önerilen Durak Uzunluk/Genişlik (m) Ölçüleri;
Durak sayısı toplam hayvan sayısından %10 daha fazla olmalıdır.
Durakların gübrelik ve idrar kanalına doğru eğimi %1-2 arasında olmalıdır.
İnek yataklığa girdikten sonra, kısa sürede yatmalıdır(kalite göstergesi).
Yemlik ve sulukların zeminden yüksekliği; 45-50 cm. Yemlikler; mekanik ve kimyasal dayanıklılığı yüksek, tozumayan, anti bakteriyel ve antifungal ortamlar sağlayan, hijyenik, temizlenmesi kolay olan epoksi boya (kaplama) ile boyanmalıdır.
Alan; Kapalı ve yarı açık ahırlarda durak, yem ve gübre yolu ile revir ve doğum bölmesi dahil anaç hayvan başına en az 10 m² toplam alan (yer) planlanmalıdır.
Sağım bekleme yerleri;inekler maksimum bir saat bekleyecek tarzda ölçeklenmelidir.
Revir;işletmede her 50 baş hayvan başına en az 16 m² alan olmalıdır.
Doğum Bölmesi;işletmede her 25 baş inek başına en az 16 m² alan hesaplanmalıdır.
Süt Soğutma Tankı;işletmenin 2 günlük sütünü depolayacak kapasitede olmalıdır.
Aydınlatma;süt inekleri için optimum foto periyot; 16 saat aydınlık, 8 saat karanlıktır.
Sağım Makinesi;20 baş sağmala kadar seyyar sağım makinaları yetebilmektedir. 20 baştan fazla sağmal ineği olan işletmeler otomatik sağım sistemine sahip olmalıdır.
Barınak Zeminleri
Düşüp kaymaları, çeşitli ayak hastalıklarını ve mastitisi önlemek için uygun tarzda inşa edilmelidir. Ülkemizde hayvan refahını ve sağlığını bozan kaygan beton zeminlere sıklıkla rastlanılmaktadır. Izgara zeminli barınaklarda inek başına alan ihtiyacı 3 m².
Barınak ve sağımhane zemini dümdüz olmamalı, belli aralıklarla pürüzlü veya ızgaralı olmalıdır. Beton zemin olan yerlerde, ineklerin kaymaması için 1 cm derinlikte baklava dilimi şeklinde yivler açılmalıdır. Tırnakta kırılmalara ve batmalara neden olabilecek taş çakıl döşenmemelidir. Toprak zeminler, iyi bir bakım ve güneşin kurutucu etkisi sayesinde hayvanlar için konforlu olabilir.
İdrar kanalının, gübre çukuruna doğru eğimi %1 olmalıdır.
Kapılarda eşik bulunmamalı, kapı girişlerine ayak banyoları konulmalıdır.
Serbest gezinme alanı; metabolizma hastalıklarını önlemek için sağmal inek başına en az 9-10 m2 serbest gezinme alanı olmalıdır.
Silaj ve yem depoları; silajın kendine has kokusunun sağımhaneye gelmemesi ve de esen rüzgarı kesmemesi için hakim rüzgar yönünün tersine, serin ve havadar bir yere inşa edilmelidir. Yemlerde küf (mikotoksin) oluşmaması için yem depoları kuru ve havalandırılabilir olmalıdır. Silaj ve yem depoları yan yana kurularak, iş gücünden tasarruf yapılmalıdır.
Yemin depolanmasında her bir ton için; Kesif yemde (mısır, buğday, arpa, soya vb. ) 1,5 m³, Silajda 1,5 m³, Balyalı otsu kuru kaba yemlerde (yonca, korunga, fiğ vb.) 7 m³ depo hacmine ihtiyaç vardır.
Atıkların Depolanacağı Alanlar
Hayvansal atıklar (dışkı, idrar, yem artıkları, altlık) çevre mevzuatına uygun şekilde depolanmalı, taşınmalı ve gübre olarak toprağa verilmelidir
Tesislerdeki kokunun çevreyi rahatsız etmemesi için bölge hakim rüzgarlarının yönü dikkate alınmalıdır.
Sağmal bir inek günde ortalama canlı ağırlığının % 8 (600 kg canlı ağırlıktaki bir inek 600 X 0,08 = 48 kg dışkı ve idrar ) kadar atık üretir. Katı ve sıvı gübre deposu, 6 aylık atık stoklayacak kapasitede yapılmalıdır.
Katı ve sıvı atıklar, sıvılara karşı geçirgen olmayan alanlar ve kapalı kanallardan geçirilerek ahırların dışında kapalı konteynırlarda veya eşdeğer emisyon azaltma tedbirleri alınmış yerlerde depolanmalıdır. Hiçbir şekilde hayvansal atık ve gübreler yeraltı suyuna karışmamalı, gübrenin dışarı akıtılması için gezinti yerlerinde, sağım salonlarında yıkama tesisatı oluşturulmalıdır.
Hayvancılık işletmeleri çıkan hayvan gübresini boşaltabileceği, yeterli tarımsal araziye sahip olmalıdır.
Çiftlik gübresi;çiftlik hayvanlarının sıvı ve katı atıkları\dışkıları ile yataklıklarının karışımlarından oluşmaktadır. Çiftlik gübresinin hayvansal üretim sonucu oluşan bir atık olarak değerlendirilmesinden daha çok, bitkisel üretimde bir girdi olarak ele alınması gereklidir. Bu nedenle, çiftlik gübresinin ahırdan temizlenmesinden tarlaya taşınmasına kadar uygun yöntemlerle işlenmesi zorunludur. Böylece çevre kirliliğini önlemek ve bitki besin kaybını en az düzeye indirmek mümkün olabilmektedir. Bitki besin maddelerinin yaklaşık % 50’si sıvı atıklar içerisindedir. Çiftlik gübresi bir olgunlaşma devresi geçirip mineralize olduktan sonra bitkilere yararlı forma dönüşmektedir. Beklenilen yararın sağlanabilmesi için mineralizasyon olayının oluşumu sürecinde gübredeki kayıpların minimum düzeyde tutulmasına çalışılmalıdır.
Başta toprağın yapısını, su tutma kapasitesini, rengini ve ısınmasını düzenler. Ayrıca su ve rüzgâr erozyonuna dayanıklılığı artırır. Toprak yapısını tanecikli hâle getirerek toprağın daha iyi su tutmasını, tava gelmesini ve kolay işlenmesini sağlar.
Bitkinin ihtiyaç duyduğu hemen, hemen bütün besin elementleri içermektedir. Suni gübrelemede tek çeşit besin maddesi verildiğinde bitki ve meyvelerde kalite düşer, fakat çiftlik gübresi; üç ana besin maddesinin (azot (N), fosfor (P) ve potasyum (K)) yanında diğer birçok besin maddesi ve iz elementlerini de kapsadığından bitkinin dengeli beslenip tat ve lezzet bakımından uygun hale gelmesini sağlamaktadır.
Hayvansal ve bitkisel artıkların çürümesiyle oluştuğundan, içerisinde organizmalar için gerekli olan elementleri kapsar. Mikroorganizmalar, toprağın biyolojik özelliklerini düzenlenmesinde ve topraktaki besinlerin bitkiler için elverişli hâle dönüşmesinde önemli rol oynamaktadır
Gübre en az 3 ay olgunlaşmadan tarlaya verilmemelidir. Gübrenin atma zamanının tespitinde toprağın bünyesi, bölgenin yağış durumu, arazinin eğimi ve yetiştirilecek bitki çeşidi göz önüne alınmalıdır. Çiftlik gübresi; ince tekstürlü (hafif bünyeli) ve yağışı fazla olan bölgelerde ilkbaharda, az yağışlı ve kaba tekstürlü (ağır) topraklara sonbaharda verilmelidir.
Dağınık ve düzensiz olarak bekletilen hayvansal atıklar; hava, rüzgar yağmur gibi tabiat şartları ile daha fazla karşı karşıya kalması sonucunda alt kısımları ıslak ve sulu, üst kısımları ise gevşek ve kuru kalır. Bu durumda gübrenin her tarafında eşit bir olgunlaşma olmayacağı gibi gaz hâlinde azot kaybı da fazla olmaktadır. Hayvancılık işletmelerinde bulunan katı ve sıvı atıkların kontrollü koşullarda depolanması, gerek çevre (hava, su, toprak) kirliliği, gerekse bitki besin maddesi kayıplarının önlenmesi açısından son derece önemlidir.

-Tarım ve Orman Bakanlığının Resmi Sitesinden Alıntıdır.-